Emtia Bülteni 57.Sayı
12 Ağustos 2025
Finera Gündem 12.08.2025
12 Ağustos 2025Temmuz 2025’te Çin’in ihracatı yıllık bazda %7,2 artarak 322 milyar dolara ulaştı. Bu rakam Nisan’dan bu yana görülen en hızlı artış ve küresel talebin ABD pazarındaki sert düşüşü telafi ettiğini gösteriyor. ABD’ye yapılan ihracat üst üste dört aydır çift haneli gerilerken, Çin’in Avrupa Birliği (AB), Güneydoğu Asya, Latin Amerika, Afrika ve Avustralya gibi alternatif pazarlara agresif bir şekilde yönelmesi dikkat çekiyor. Çin’in bu agresif tavrı Türkiye için oldukça önemli bir sorun. Çünkü Çin ihracat başlattığı ülke ve ürün grubundan genelde çıkmıyor. Tam tersine Pazar payını büyüme, şirket alma & kurma ve tedarik stratejileri geliştiriyor.
ABD’yi Aşan Yeni İhracat Kanalları
ABD’nin yüksek tarifeleri ve ticaret anlaşmalarındaki kısıtlamalar Çin’i “dolaylı ihracat” yöntemlerine itti. Özellikle Vietnam, Meksika, Malezya gibi ülkeler üzerinden yapılan transshipment (yeniden ihracat) yoluyla ABD pazarındaki varlığını koruyor. Ayrıca bu ülkelerdeki payını da yükseltiyor.
- 2017’de %14 olan ABD’ye giden Çin kaynaklı katma değer oranı 2023’te %22’ye yükseldi.
- ASEAN’a ihracat %17, AB’ye ihracat %9,3 artış gösterdi.
- Afrika ve Latin Amerika pazarlarında, transshipment etkisinden bağımsız, güçlü doğrudan talep artışı var.
Kalite Algısındaki Kırılma: “Ucuz ama kalitesiz” dönemi bitiyor
Uzun yıllar boyunca “düşük fiyat – düşük kalite” algısıyla anılan Çin malları, son 20–30 yıldır izlenen ölçek ekonomisi, inovasyon devrimi ve verimlilik patlaması stratejisinin sonucunda ciddi bir dönüşüm geçirdi.
- Yüksek teknoloji ürünler, elektrikli araçlar, batarya sistemleri, yenilenebilir enerji ekipmanları ve endüstriyel makinelerde artık Avrupa standartlarında (bazen Avrupa’nın çok üstünde) kalite sunabiliyor.
- Bu kalite dönüşümü, fiyat avantajıyla birleşince Çin’i sadece düşük maliyetli bir rakip olmaktan çıkarıp, yüksek kaliteli ve rekabetçi bir küresel tedarikçi konumuna taşıdı.
Kısacası Türkiye olarak sadece Çin’in ucuz fiyatıyla değil son derece kaliteli üretim yapısıyla da rekabet etmek zorundayız.
Irak Pazarında Liderlik Kaybı Örneği
Türkiye uzun yıllara boyunca Irak’ın coğrafi ve tarihi en büyük ticaret partneri oldu. Ancak zaman içinde coğrafi ve tarihi bu müthiş avantajı koruyamadık ve pazarı kaptırdık. Irak birçok başlıkta Çin ve Çin’li şirketlerin bulunduğu BAE’den ithalat yapmayı seçiyor. Bu örnek üzerinde uzun uzun düşünmek gerek. Biz neyi yanlış yaptık? Çin neyi doğru yaptı? Ve Pazar liderliğini nasıl kaybettik?

BAE ihracatını yapan şirketlerin büyük bölümünü Çin menşeli şirketler olduğunu dikkate alırsak tablo inanılmaz. Çin’in Irak pazarında yükselişi, düşük fiyatın yanı sıra “yeterli kalite” seviyesini yakalaması ve ölçek ekonomisinden doğan maliyet avantajı sayesinde gerçekleşti.
Irak pazarında liderliği kaybetmek bu kadar önemli mi? Evet, hem de çok önemli. Çünkü Irak pazarını Çin’in stratejik planlamasına kaybettik. Eğer gerekeni yapmazsak Çin
birçok ülkede ihracat pazarlarımızı elimizden alacak.
AB Pazarı Tehlikede
Türkiye’nin ihracatının yaklaşık yarısı AB’ye yapılıyor. Çin, AB’nin ithalatında fiyat/kalite dengesiyle payını artırmaya başladı. Çünkü Çin için ABD’den sonraki en önemli pazar. Özellikle ABD’de yaşadığı kayıpları AB pazarında telafi etmek istediği de ortada. 2024 yılından itibaren Avrupa’ya yaptığı ihracatta düzenli artış söz konusu. Bu durum bizim için büyük risk. Çünkü Çin yalnızca yüksek teknolojik ürünler üretmiyor. Türkiye’nin ürettiği tüm ürünleri daha ucuz biçimde ve yüksek kalitede üretebiliyor. Türkiye’nin otomotiv, makine, beyaz eşya ve tekstil gibi sektörlerinde pazar payı kayıpları hızlanabilir.

En Kritik Sorun Yurtiçi Pazar Baskısı
Çin’le rekabet yalnızca Avrupa ya da diğer pazarlarımızda değil yurtiçinde de had safhada.
Yakın zamana dek ucuz ve kalitesiz anlamına gelen “Çin malı” tabiri söylemden kalktı. Artık hiç kimse Çin mallarının ucuz ve kalitesiz olduğunu düşünmüyor. Gümrük duvarına, yerinde üretim avantajına rağmen üreticilerimiz Çin’le rekabette zorlanıyor. Çin ürünleri, orta ve üst segmentte bile kalite beklentilerini karşılıyor. BYD otomobillerinin Türkiye’de gördüğü talep bunun yalnızca bir yansıması.

Sanayi ve Kamu İçin Öneriler
Yandaki grafik Türkiye’nin ürün ve Pazar çeşitliliğini gösteren bir özet. 2023 verilerine göre hazırlanmış bu grafikte Türkiye ürün ve ihraç pazarı çeşitliliğinde dünyadaki sayılı ülkelerden biri. Normal koşullarda bu zenginlik müthiş bir avantaj. Ancak bu konumu korumak son derece zor. Çünkü aynı zenginliğe sahip ülkelerin aylık ihracatı, bizim yıllık ihracatımızın kat be kat üstünde. Bu da aslında kanalların zayıflığını gösteriyor. Zayıf kanalların kaybedilmesi ise tahmin edilenden çok daha hızlı olabilir. Çünkü bu ülkelerin büyük kısmında Çin’le fiyat ve kalitede rekabet şansımız çok az.
Sonuç
Çin’in bugünkü ihracat başarısı, bir günlük bir hamle değil; 20-30 yıllık planlı, ölçek ekonomisine dayalı, inovasyon odaklı ve verimlilik merkezli bir kalkınma stratejisinin ürünü. Türkiye, aynı uzun vadeli vizyonu geliştirmezse hem dış pazarlarda hem iç pazarda Çin ile rekabet etmesi giderek zorlaşacak. Acil olarak sektör sektör, ülke ülke strateji planları hazırlanmalı; teşvikler, ödenekler, vergilendirme, insan kaynağı ve teknolojik dönüşüm adımları eş zamanlı olarak uygulanmalı. Aksi halde üretim altyapısında ve ihraç pazarlarındaki kayıplar telafi edilemez hale gelebilir.